TEMEL İLKELERİMİZ
Arzu Gamze Kılınç ve Muhammet Uzuner tarafından
2017 yılında kurulan Cihangir Atölye Sahnesi, oyun oynama güdüsünü ve
geliştirilebilir bir beceri olarak oyunculuğu merkeze alan bir tiyatro, eğitim ve yaşam alanıdır.
CAS,
tiyatroyu sadece oyun sahneleme alanı olarak değil, ortak bir yaşam deneyimi ve öğrenme alanı olarak algılar.
Tiyatronun kendi kaynağından beslenmesi gerektiğine inanan CAS,
eğitim modeli olarak usta-çırak ilişkisini esas alırken
aynı zamanda tiyatroyu bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirmesine olanak tanıyan bir özgürlük alanı olarak görür.
CAS’ta bütün insanlar eşittir.
Herkes bilgisi ve deneyimi ölçüsünde üretime katılır.
Bilgi ve deneyim hiç kimseyi insan olarak bir diğerine göre daha değerli ya da daha değersiz yapmaz.
CAS’ın yaşantısında ya da herhangi bir üretiminde hiçbir şekilde
cinsiyet, ırk, dil, din ayrımcılığı yapılamaz.
CAS kolektif düşünce ve davranışı önemser.
Yetenek ve bilgi düzeyi ne olursa olsun kolektif davranış geliştiremeyenler
CAS'ta mutlu olamayabilirler.
CAS, tiyatro üretimini ve oyunculuk mesleğini yaşamın birinci sırasına koymaz.
Bunlar farkındalığı gelişmiş bir insan olmak için araştırma zeminleridir.
Sanatın ve sanatsal üretimde bulunanların kutsanmasını şiddetle reddeder.
CAS, tiyatro anlayışı olarak seyirciyle sahnenin oyunu birlikte üretmeleri
gerektiğini savunur. Bu düşünce tiyatro yapma biçimini
kökünden belirleyen bir sanat anlayışıdır. Seyirciye tepeden bakan,
seyircisini yetersizlikle suçlayan,
oyun oynama duygusunu ve neşesini ikinci planda tutan
tiyatro eylemine karşıdır.
Seyirciye söylediği her sözü tiyatro ve tiyatro emekçileri olarak
kendi üzerine de alan, toplumsal olaylara ve toplumun kendisine sırt çevirmeyen,
üretilen tiyatro ile üretme biçimi arasındaki tutarlılığı sorgulayan bir tiyatro
CAS için yaşamsal öneme sahiptir.
CAS’ın üretim biçimi eğitim politikasına da gündelik yaşamına da yansır.
Her türlü üretim, bu bakışla yaşanan hayatın sadece bir parçasıdır ve
bu tutarlılık hem yaşantıda hem üretimde görülebilmelidir.
CAS, tüm öğrencilerin, oyuncuların ve her alanda emek verenlerin sorgulayıcı olmasını talep eder. Bunu gelişmenin ve bir otokontrol yoluyla kendinden uzaklaşmamanın önemli bir koşulu olarak kabul eder.